Yerel Yönetimlerde Katılım Kültürü

Bilindiği gibi yerel yönetimler halka en yakın yönetim birimleridir. Ancak günümüzde her alanda olduğu gibi -küreselleşmenin etkisi ve bilgi iletişim teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmelerle- yerel yönetim birimlerinde de çok yönlü değişimler yaşanmaktadır. Burada sorulması gereken ilk soru şüphesiz ki kamu yönetimlerinin genelinde yaşanan ve yeni yönetim teorisinin şekillendirdiği bu sürecin, yerel yönetimleri nasıl bir yönetim anlayışına zorladığıdır. Bu soruya verilebilecek ilk cevap, içerisine girdiğimiz yeni dönemin yerel yönetimleri şeffaf, katılımcı, hesap veren ve etkin hizmet sunan, dinamik kurumlar olarak çalışmaya zorlaması olacaktır. Bununla birlikte yerel yönetimlerin böyle bir performans gösterebilmelerinin ön koşulu olarak ise katılımcılığın daha etkin ve yaygın kılınması da bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde, demokratikleşmenin ve yerel kalkınmanın anahtarı olarak görülen “katılım”, sadece yasal düzenlemelerle hayata geçirilebilecek bir olgu değildir. Son yerel yönetim reform yasalarında, ülkemizin Avrupa Birliği’ne uyum çalışmalarının da etkisiyle daha katılımcı bir yerel yönetim yapı ve işleyişinin getirilmesine çalışılsa da, bunun realiteye dökülmesi her şeyden önce zihinsel bir dönüşümü gerektirmektedir. Çünkü katılım, kültürel bir nesne ve onun sosyo-politik bir öznesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yerel yönetimlerde işte bu katılım kültürünü etkileyebilen bazı iç ve dış faktörler bulunmaktadır. İç faktörler, katılıma ilişkin yasal düzenlemeler, idarenin ve çalışanların katılımı, kurumsal yapı ve işleyiş, stratejik yönetim tarzı, yönetim anlayışı ve kurumsal liderlik özellikleri, kurumun geçmiş deneyimleri, organizasyonel olanaklardır. Dış faktörler ise, demokratikleşme, ekonomik gelişme, kentleşme, okuryazarlık, siyasi bilinç, politik kültür, medya ve iletişim, siyasal iktidarların yaklaşımları, uluslar arası etkiler ve bağıntılardır. Bu faktörler bir ülkede veya bölgedeki yerel yönetimlerde katılım kültürünü şekillendiren ve onun karakterini belirleyen temel unsurlardır.
Peki, yerel yönetimlerde katılım kültürünün geliştirilmesi için yapılan yasal düzenlemeler ve kurumsal reformlar ne tür
önlemler alınarak daha etkin ve kaliteli kılınabilir? Bu aşamada yapılması gereken işlem ve alınması gereken önlemler şu şekilde sıralanabilir:
1. Hemşeri hukukunun geliştirilmesi,
2. Kent Konseyi gibi katılım araçlarının etkin kılınması ve bu konseylerin daha yaygın ve esnek kılınması,
3. E-Devlet uygulamalarının işlevselleştirilmesi,
4. Bilgi edinme hakkı kanunun tanıtılarak kullanımının kolaylaştırılması,
5. Belediyelerin vatandaş odaklı çalışmaya yönlendirilmesi,
6. Belediye Meclis toplantılarına halk katılımının teşviki, yerel yönetimlerin yıllık faaliyet ve performans raporlarının kamuoyuna duyurusunun düzenli ve etkili olarak yapılması,
8.Yerel seçimlerde aday belirleme sürecinin katılımı özendirici şekilde düzenlenmesi,
9.Yerel hizmetler için halkla ortak projeler üretilmesi, mahalle ve site ölçeğinde alt katılım mekanizmalarının oluşturulması,
10.Yerel Gündem 21 faaliyetlerinin yaygınlaştırılması ve okullarda bu alana yönelik ders veya konuların işlenmesi,
11.Sivil toplum kuruluşlarının yerel meclislerde etkin olarak temsil edilmesi,
12. Meclis toplantılarının online olarak kamuoyuna açılmasıdır.

Spread the love

Bir cevap yazın